Jay Graber’in merkeziyetsiz sosyal medya hedefi: Bluesky
Jay Graber oluşturduğu AT Protokolü ile alışılagelmiş sosyal medya kavramının ötesine geçerek merkeziyetsizlik hedefliyor.
Seattle'ın yağmurlu havasında, teknoloji dünyasının en iddialı projelerinden birini yöneten Jay Graber, sosyal medyanın geleceğini merkeziyetsizlik üzerine inşa ediyor. Çince adı tesadüfi bir şekilde Mavi Gökyüzü (Lantian) anlamına gelen Graber, dijital dünyanın kurallarını yeniden yazmaya kararlı.

Hedef Özgür Bir Dijital Ortam
Graber, günümüz sosyal ağlarını şirketlerin veriye ve kurallara mutlak hakimiyet kurduğu duvarlarla çevrili bahçelere benzetiyor. Bluesky'ın temelini oluşturan AT Protokolü ise bunun tam tersini vadediyor. Kullanıcıların verilerini ve sosyal bağlarını kaybetmeden başka uygulamalara geçebildiği model, tek bir uygulamanın başarısından öte, kalıcı ve açık bir dijital altyapı oluşturmayı hedefliyor. Graber, bu yapıyı kullanıcılar tarafından beslenen kolektif bir organizma olarak somutlaştırıyor.
Graber'in hikayesindeki en kritik dönemeç, Twitter kurucusu Jack Dorsey tarafından proje lideri olarak seçildiğinde yaşandı. Graber, görevi tek bir şartla kabul etti: Bluesky, Twitter'dan yasal olarak tamamen bağımsız olacaktı. Elon Musk'ın Twitter'ı satın alıp Bluesky ile bağlarını kopardığı süreç, bu öngörülü kararın ne kadar hayati olduğunu ise kanıtladı.
Bugün 40 milyonu aşkın kullanıcısı ve sadece 30 çalışanı olan Bluesky, X ve Threads gibi devlerin yanında sayısal olarak küçük kalmış durumda. Buna rağmen firma, misyonuyla sosyal medya devlerinden ayrışıyor. Yüksek inisiyatif, düşük ego prensibiyle hareket eden Graber, bir milyar dolarlık hızlı bir çıkış yapmayı değil, internetin özgür doğasını geri kazandıracak tohumları ekmeyi amaçlıyor.
